
Bursa Kapalıçarşı’da yaptığı büyük soygun sonrası peşindekilerden kaçmak için Uludağ’a çıkan 22 yaşındaki Gökhan Yıldırım bir süre sonra kimliğinin açığa çıkması sebebiyle kaldığı misafirhaneden kaçmak zorunda kalır. Yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık’ta, kendini bir kar fırtınası içinde bulan kahramanımız peşine düşen Jandarma ekiplerinden kaçarken bastıran siste kaybolur. Donmak üzereyken önce köpeklerle konuşan garip görünümlü bir adam tarafından bulunan Gökhan daha sonra onun elinden kaçarak dağın eteklerine kurulmuş, gözden ırak bir köy olan Gökeren’e sığınır.
Bir zamanlar Uludağ’daki gizli cennet bahçesi olarak anlatılan Gökeren köyü şimdilerde kaçık muhtarı, ürkek atları ve 6 hanesiyle tamamen dış dünyaya kapalı bir hayat sürmektedir. Gökhan’ın köy varması hem Gökeren’in uyanmasına hem de milli park sınırlarına hapsedilmiş kötücül bir gücün yeniden ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Efsanelere hiç bir zaman inanmamış olan Gökhan, Uludağ’da yaşadıklarından sonra hem onlara inanmaya başlayacak hem de kendisinin bir efsanenin kayıp parçası olduğunu öğrenecektir. Kayıp Kahramanların geri dönüşüyle tüm sırları ortaya çıkmaya başlayacak olan Gökeren ve Uludağ ise dört mevsim arasındaki destansı bir savaşın ilk cephesi olacak ve bu savaş bir süre sonra Türkiye’nin tüm dağlarına yayılacaktır.